Öğretmen vatanımda adım.. Bu torpaqlarda ise müellimelikdir vasfım..
ÖĞRETMEN ama bu torpaqlarda MÜELLİMELİKDİR vazifem...
29 Kasım 2010 Pazartesi
YANDIM EL AMAN....
Daha yolun başında heybemiz sırtımızda yanmaya niyetlenmişken daha güneşein kavurmasıyla ahımız duyulur oldu. Ahımız heyhula mız şimdiden göğü çatlatır sinemizi karartır oldu. Biz şimdi büyüdük ya kendimizi ilerlemiş gördük. Halbuki yolun başında heybemiz sırtımızda güneşin alnında kavrulur dururuz. Pergelin bir ayağı sabit kalıp diğeri merkezde döner ya biz iki ayağımızı sabitlemiş kalmışız. Ne HAK'tan aldığımızla hududa varabiliyoruz ne de merkez kaynağımızın etrafında mekik dokuyabiliyoruz.
Şimdi biz hani-sözde- hicrete çıkdık ya, biz hani şimdi yanıbaşımızdaki hakiki kıtmirlerleyiz ya, biz hani gecesi gündüzü olmayan hasbilerleyiz ya ne zannettin onların seni sırtında taşıyıp haslaştıracaklarını mı? Yoksa feyzlerinden nemalanmayı mı? Neydi senin düşüncen günahları işleyip O'na dair kurbiyetini ilerletmeden nasıl bu yolda mesafe alabilmeyi,yanmadan bu yolda yürüyebilmeyi düşündün?
Elenmek her adımda çok kolay yanmaktan vazgeçmek her adımında seni bekliyor. Her adımın sana dönebilirsin diyor. Bu yangına katlanmak zorunda olmadığını bu gözyaşlarının gereksiz olduğunu söylüyor. Her adımında yanan ocakları görüyorsun kavrulan kül olan kıtmirlere şahit oluyorsun. Suretinden aydınlık saçan siretiyle kavrulan gençler, cahitler görüyorsun!Sinesi çatlasa da etrafına ışık saçan küheylanlara şahit oluyorsun!
Peki sen kendini nerde buluyorsun?
Daha yolun en başında...
Gitmek mi kalmak mı kurbiyet mi gurbet mi? Sureten onlarla ama sireten çooooook uzaklarda olanlardan mı? Bedenen, cismen manen,ruhen, aklen,kalben yani tüm uzuvlarıyla ve melekelerinle onlarla mı olmak mı istersin? Her iki seçiminde de onlarla olabilirsin. Dönmemeye ahdettin. O gemileri çoktan yaktın. Ama gemileri yakmış olman FELAHA erdiğini ispetı değil ki! Burda olman gurbatta olman bir müjde değil ki!
Ey kıtmirliğe namzet, ey sadakatin, marifetin, ihlasın, kurbiyetin, cahitliğin, hasbiliğin, nasuhiliğin ve samimiyetin yolcusu. İman kaynağın, ihlas kanatların, aşınmayan abdlik de ayaklarına fer dizlerine derman gönlüne genişlik olsun!Sen kıtmirsin heybende sabır ve sebat azığın olsun. Yevbe ve inabe ile at adımlarını. Muhlisliğinle söndür yanan ocakları. Vedudluğunla aç sineni tüm muhtaçlara, Latif ol herkese karşı, kimse yanıltmasın, hele nefsin seni bu yolda aldatmasın!
Nefsinin yangınlarda çıkan sesine inat sen yanan ocaklara koşup kendini yakasın! Onun tüm acılarından sen zevk duyasın. Seni yolundan alacak tüm sesleri duymamak şiarın olsun. Sen onlarla ama onlarsız yürü bu kulluk yolunda. Bu sadakat imtihanında...
Sen ey KITMİR namzeti aksiyon adamı olasın!Sen ışığı hiç sönmeyen bir kandil olasın. Sen sonunda kül olup da Rabbine ulaşan bir abdal olasın.
Sen bu yoldaki insanlardan bir insan olasın!...
Daha seni bekleyen Bembeyaz bir kıta AFRİKA var unutmayasın. Daha yolun başında bu yangınlardan suretini yakma da ne! SEn sinesi yanık sureti gül açanlardan olasın! Heybendeki azığı tüketme, nerde kül olacağın belli değil. Vuslat ne vakit belli değil.
KITMİR namzetim RABBİM YOLUNDAKİ HASBİLERDEN EYLESİN...OCAK TUTUŞTURAN DEĞİL SÖNDÜRENLERDEN EYLESİN...
AMİN...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder