ÖĞRETMEN ama bu torpaqlarda MÜELLİMELİKDİR vazifem...






27 Mart 2011 Pazar

BEKLENTİ Mİ VEHİM Mİ?!


Hayallerim diyorsun ya. Nefsinin zihnine attığı tohumlar mı kastın?
Olmadı hiçbiri diyorsun ya. Olması gerekenin ölçüsü neden senin için hayrolanlarken hayallerin olsun ki?
Ne yıkıldı senin için?Ne olmadı ya da olanlar niye kabullenilmedi senin için?
Dünya cennet miydi ki zindanda hissedersin kendini?
Zor olan sen misin yoksa olan hadise mi?
....

Ey can!
Ey Miskin!
Ey fani!
Ey Baki yolun aciz yolcusu!

Sana kutluların hepsi beklentisiz ol derken sende nedir bu inat nedir bu vesvese nedir bu memnuniyetsizlik!
Neyin muhakemesi bu zihnindekiler!
Neyin sabırsızlığı bu gönlünde yaşananlar!
Sen nerde kusursuzdun da her kusuru işler oldu belleğin!
Sen nesin ki böyle güvenir oldun kendine!
Sen nasıl niyetlerle girdin ki bu işe!
Sen nerde yolda kaldın da hala uğraşırsın boş işlerle!
Kazananların yolundayken adımların kaybedenlerle atmasın!
Kaybettikçe farkında olmazsın!


Bırak artık şu VEHME dönüşen beklentilerini!
Bırak artık senin kendinde olmayanları karşından beklemeni!
Bırak ne olur tüm şu facir vasıflarını!
Ne olur ihlasa gel!Uhuvvete gel! Muhabbet yolunun baki yürekli yolcularına gel!
Batıyorsun...
Ne yaptım demeyi bırak, sahil-i selamete bak!
Senin elinden tutup da ihlasına vesile olacağa bak!
Ne olur artık sen ben değil BİZ olmaya bak!
....

14 Mart 2011 Pazartesi

YETMİYOR KELİMELER


Kelimelerin yetmediği, dilin lal olduğu, gönül kaleminin sessizce bir hikayeyi yazmaya başladığı anlar varmış. O anları yaşamayan ne dilsizliği ne de çaresizliği anlarmış. O sükutu anlamak sadece yaşayanlara mahsusmuş...
İşte ne dilimden ses geliyor, ne kelimeler yetiyor sevgimi anlatmaya.
Ama özlem bir çığ gibi büyüyor sinemde. Sesini duymak yetiyor ama ikimiz de lal oluyoruz işte o anda.. Havadan sudan konuşuyoruz...Olup bitenleri anlatıyoruz. Hiçbir özelliği olmayan sıradan olayları paylaşıyoruz. Ama sıradan olaylar beraberken sıradışına dönüşüyor sana anlatınca heyecan kazanıyor...
Konuşmak değil ki mesele bir sedaya hasret gönlümüze bir nebze su vermek.. Yarenlerden gelecek suya hasret sinemize su serpmek...
Yetmiyor işte yazdıklarımıza hasreti sığdırmak..
Gülüm diyorsun öyle içten, seviyorum diyorsun...
Haykırmak istiyorsun ama diyorsun kelimeler yetmiyor...
Sesimin perdesi yetmiyor anlatmaya...
Ben de bilemezdim bu hasretliği, bu yarenliği...
Seni göstermeseydi Mevlam bana ben de bilemezdim SENSİZLİĞİN dipsiz bir kuyu olduğunu, hasretliğin sevmek kadar güzel olduğunu...
Yaşamayan bilemezmiş be YAR! Hasretin kelimelerle anlatılamayacağını..
Sevgini anlatmaya istidadın yatmiyeceğini.
Ve yaşamayan bilmezmiş Yarenden bir sedanın gözünde fer olacağını...